SÖZLEŞME İLE KARARLAŞTIRILAN ADRESE TEBLİGAT

SÖZLEŞME İLE KARARLAŞTIRILAN ADRESE TEBLİGAT
28/11/2020 fpeditor 0 Comments

Giriş

Tebligat, hukuki işlemlerin kanunda belirtilen usule uygun olarak muhatabına ya da muhatap adına kanunen kabule yetkili şahıslara yazılı olarak bildirimi ve bu bildirimin belgelendirilmesi işlemidir. Tarafların, mahkemenin, icra ve iflas dairelerinin yaptıkları işlemlerin tamamlanıp; hüküm ifade edebilmesi için genellikle bu işlemlerin tebliğ edilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, işlemin bu işlemlerin geçerliliği için önemli bir noktadır. Bu çalışmamızda ise öncelikle Tebligat Kanunu hükümlerinin açıklanmasının yanında, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları adreslere yapılacak tebligatların usulü ve geçerliliğine ilişkin bir değerlendirme yapılacaktır.

Şahıslar için;

Tebligat Hangi Adreslere Yapılabilir?

Teb. K. m. 10’a göre, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılır.” (Aynı yönde bkz. Teb. K. Yön. m. 16/I, c. 1). Tebligat Kanunu’nda tebligatın yapılacağı yer kural olarak, muhatabın bilinen en son adresi olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, Teb. K. m. 10/III’te bilinen en son adreste tebligatın yapılması gerektiği kuralının istisnasına yer verilmiş̧ ve muhatabın müracaatı veya kabulü ile her yerde tebligatın yapılmasının caiz olduğu hükme bağlanmıştır. Yani gerçek kişiler için, kural bilinen son adrese ya da tebliğ edilecek kişinin kabul ettiği herhangi bir yerde yapılmasıdır.

Muhatap Adreste Bulunamazsa Ne Olur?

Tebliğ memuru muhatabın bilinen en son adresine tebligat evrakını teslime gittiğinde muhatabın evinde bulunamaması söz konusu olabilir. Muhatap adresinde bulunmadığı takdirde; tebligat kendisi ile birlikte aynı konutta oturan kişilere yapılabilir. Muhatap adına tebligat yapılacak kişiler, muhatapla birlikte oturuyor olmalıdır. Birlikte oturma ise devamlılık gerektirmektedir. Muhatapla birlikte oturmayan yalnızca ziyarete gelen üst soyuna, alt soyuna, apartman görevlilerine yapılan tebligat usulsüzdür.

Muhatabın adresinde muhatap ya da muhatap adına tebligatın yapılabileceği kişilerden kimse bulunamazsa; tebliğ̆ memuru, adreste bulunmama sebebini komşu, yönetici, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclis üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak; beyanlarını tebliğ̆ mazbatasına yazıp imzalatması ve imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekmektedir. Muhatap adreste sürekli olarak bulunmamaktaysa ise tebliğ̆ memuru adreste bulunmama sebebini komşu, yönetici, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclis üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ̆ mazbatasına yazıp imzalatması ve imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu imzalayarak belirtmesi gerekmektedir.

Muhatap Adresi Tebligata Elverişli Değilse Ne Olur?

Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmaması halinde; muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligat bu adrese yapılır. Gösterilen adres (bilinen en son adres), muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup; muhatap o adreste hiç̧ oturmamış̧ veya o adresten sürekli olarak ayrılmış̧ olsa dahi; tebliğ̆ memuru tebliğ̆ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini gösteren ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. (Teb. K. 21/2) İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Bu usul, bilinen son adresin, adres kayıt sistemindeki adres ile aynı olması durumunda doğrudan uygulanabilir. Ancak uygulamada bu usul doğrudan uygulanmamakta; öncelikle ilk gönderilen tebligatın iade dönmesi üzerine ikinci kez yapılacak tebligatın Teb. K. 21/2 uyarınca tebliğ edildiği görülmektedir.

Adres kayıt sisteminde ya da herhangi bir şekilde tebligata yarar adres bulunamadığı taktirde ise Teb. K. m. 28’de adresi meçhul olanlara tebligatın ilanen yapılacağı ifade edilmiştir.

Tüzel Kişiler için;

Tebligat Hangi Adreslere ve Kimlere Yapılabilir?

Teb. K. m. 12 ve m. 13’te tüzel kişilere tebligatın nasıl yapılacağı düzenlenmektedir. Tüzel kişiye tebligat, tüzel kişinin adresinde yetkili temsilcisine yapılır (Teb. K. m. 12). Yetkili temsilciler mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmamaları veya tebliğin yapılacağı sırada tebliğ̆ evrakını alamayacak halde bulunmaları durumunda; tebliğ̆ hazır bulunan memur veya müstahdemlerden birine de yapılabilir (Teb. K. m. 13). Tüzel kişiye yapılacak tebligatlar de Teb. K. 10. madde uyarınca, tüzel kişinin bilinen en son adresinde yapılacaktır.

Tüzel Kişi Adreste Bulunamazsa Ne Olur?

Bilinen en son adresin ya da bilinen en son adreste tüzel kişi bulunmadığında tebligat yapılacak adresin tespitinde, tüzel kişilerin yerleşim yeri adresi kullanılabilir. TMK m. 51’e göre, “Tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş̧ belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir.” Yani aslında bu adresler, Ticaret şirketleri için ticaret sicilinde, dernekler için dernek kütüğünde ve vakıflar için de vakıf sicilinde kayıtlı bulunan adreslerdir; buralara tebligat yapılır.

Tebligat Kanunu 35. Maddesi kazai mercilerin yani mahkemelerin ve icra dairelerinin yapacakları tebligatlar için; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış̧ olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış̧ olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ̆ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ̆ tarihi sayılır. Daha önce tebligat yapılmamış̧ olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.” şeklinde yaptığı düzenleme ile esasen adres değiştirmeye ilişkin durumları hüküm altına almıştır. Ancak tüzel kişiler bakımından, resmi kayıtlardaki adreslere doğrudan bu madde uyarınca, adrese ait binanın kapısına tebliğ olunacak evrakın asılması suretiyle tebliğ yapılabilmektedir.

Yani ticaret şirketlerine tebligat aslında daha önce hiç tebligat yapılmamış olsa bile, doğrudan resmi kayıtlardaki adrese yapılabilir; iade olmadan kapıya asılma suretiyle tebliğ olur. Ancak burada da uygulamada, ticaret şirketlerine yapılacak tebligatlarda da öncelikle bilinen son adrese gönderir gibi tebligatların gönderildiği, iade olmaları durumunda bu maddenin işleme alındığı görülmektedir.

Mahkemelerin ve İcra Dairelerinin bu şekilde tebligat yapmalarında bir problem yoktur. Ancak burada bir önemli sorun, ihtarname gönderilmesi hususunda yaşanmaktadır. Noterler, Kazai merciler olarak sayılmadığından, noter aracılığıyla gönderilen ihtarnamelerde Teb. K. 35 uyarınca kapıya asılma suretiyle tebligat yapılamadığı belirtilmektedir. Bu nedenle gönderilecek ihtarnamelerde muhataba tebliğ hususunda sorunlar yaşanmaktadır.

Sözleşme ile Tebligat için Adres Kararlaştırılabilir mi?

Uygulamada ise, bu tarz sorunları aşmak için, sözleşmelere tebligata ilişkin bir madde konulmak suretiyle; belirtilen adreslere yapılacak tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığı sözleşme ile hüküm altına alınmaktadır.  Adres değişikliğinde ise derhal bildirilmesi gerektiğine, bildirilmediği taktirde; sözleşmedeki adreslere yapılacak tebligatın geçerli sayılacağına ilişkin hükümler görülmektedir.

Borçlar Hukukunda her şeyden önce, sözleşme serbestisi gereği sözleşmelere iki taraf iradesi ile emredici hükümlere aykırı olmadıkça eklenen hükümler sonuç doğurmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere, Tebligat Hukukunda esas olan, bilinen son adrese tebligat yapılmasıdır. Sözleşmelere eklenen bu tarz maddeler, aslında doğrudan “bilinen son adres” niteliğinde sayılırlar. Yani her türlü, bu adreslere tebligatın öncelikli olarak gönderilmesi gerekmektedir. Bu belirtilen adresin, kayıtlardaki adreslerle aynı olmaması durumunda dahi bu adrese yapılan tebligatın usulsüzlüğü iddiasında bulunulamaz.

Sözleşme ile Kararlaştırılan Tebligat Adresine Noter Aracılığı ile Gönderilen İhtarnamenin İade Dönmesi Halinde Ne Yapılmalıdır?

Önemli ve tartışmalı olan husus, ihtarnameler noter aracılığı ile Teb. K. 35. Madde uyarınca gönderilemediğinden, iade olması durumundaki hukuki sonuçlardır. Öncelikle kanunlarımızda buna ilişkin net bir hüküm yoktur. Ancak bu şekilde yapılamayan tebligatların geçerli sayılacağının aksine bir emredici hüküm de bulunmamaktadır.

Ayrıca Teb. Kanunu 10. Maddesinin 3. Fıkrası, muhatabın müracaatı veya kabulü ile her yerde tebligatın yapılmasının caiz olduğu hükme bağlanmıştır. Bu şekilde tebligat adresi belirtilen sözleşme hükümleri, tebligat kanununun bu maddesi uyarınca önceden bir kabul niteliğinde de sayılabilir. Şöyle ki, madde metninde bu kabulün şekli veya şartları belirtilmemiş; bu madde uyarınca kabulün önceden yapılamayacağına dair bir hüküm getirilmemiştir. Dolayısıyla, önceden kabul edilen adreslere yapılan tebligattan muhatap kaçınamamaktadır.

Bu nedenlerle; esas olan sözleşme serbestisi gereği bu şekilde yapılan düzenlemelerin mümkün olduğu uygulamada da kabul edilmektedir.

Buna dair bir Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 1998/7140 K. 1998/7768 T. 25.6.1998 kararında belirtildiği gibi;

“(…)Borçlu ile alacaklı arasında yapılan akitte, sözleşmede yer alan adreslerin ikametgâh adresi olarak kabul edileceği ve adres değişikliği zamanında bildirilmezse eski adrese yapılacak tebliğin geçerli olacağı kararlaştırılmıştır. Akit serbestisi ve yukarıda belirtilen Tebligat Hükümleri ve sözleşmenin özel hükümleri karşısında genel kredi sözleşmesinde belirtilen adrese çıkan ve “taşınmıştır şerhi” ile bila tebliğ iade edilen tebligatların notere tevdii tarihinde muhataplarına tebliğ edildiğinin kabulü gerekir.(…)”

İlgili karar uyarınca, sözleşme ile belirlenen adresin değişikliği neticesinde tebligat iade dönmüştür. Ancak bu adresten “taşınma”nın sözleşme uyarınca karşı tarafa bildirilmemesi nedeniyle, eski adrese yapılmış tebligatlar de iade dönmüş olsalar dahi; muhataplara tebliğ edildiği kabul edilmiştir.

Yine aynı doğrultudaki başka bir Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E:2005/10654 K:2005/17067 T:17.11.2005 kararında belirtildiği üzere;

“(…)2– Davacının, kredi kartı borcunu ödemeyen davalıya 8.3.2001 tarihi itibarı ile hesabını kat edip ihtarname çektiği, 14.3.2001 tarihinde adresten ayrılmış olduğundan bahisle tebligatın bila ikmal iade edildiği anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut kredi kartı sözleşmesi gereği davalının sözleşmede bildirdiği adresine tebligatın çıkarıldığı ve yine sözleşme gereği adres değişikliğinin bildirilmesi yükümlülüğünün davalıya getirildiği, aksi taktirde bildirilen adrese yapılan tebligatın geçerli olacağının kararlaştırılmış olduğu görülmektedir. Mahkemece anılan kararlaştırma gözetilerek sözleşmede bildirilen adrese çıkarılan tebligatın geçerli olup; 16.3.2001 tarihi itibarı ile davalının temerrüde düşmüş olduğu kabul edilerek hüküm kurulması gerekirken; tebligatın yapılamamış olduğuna dayanılarak icra takip tarihi itibarı ile temerrüde düştüğü esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.”

Bu kararda da görülmektedir ki; sözleşmede bildirilen adreste bulunulmaması üzerine, başka bir geçerli adres bildirilmediğinden dolayı ihtarnamenin tebliğ olamayıp iade dönmüş olsa da tebliğ olmuş varsayılarak borçlu tarafın temerrüde düşürüldüğü belirtilmiştir.

Bu kararlara rağmen, tebliğ edilemeyen ihtarnamenin tebliğ edilmesi için diğer bir yöntem de mahkeme aracılığı ile karşı tarafa ihtarnamenin tebliğini sağlamaktır. Noter aracılığı ile tebliğ edilemeyen ihtarnamenin iade şerhi ile beraber, mahkemeden bir değişik iş dosyası ile tebligatı sağlaması talep edilebilir. Burada, noter aracılığı ile Teb. K. 35. Madde uyarınca yapılamayan tebligatın mahkeme aracılığı ile yapılması mümkündür. Dolayısı ile hukuki yarar mevcuttur. Bu nedenle mahkemeden de alternatif olarak bu şekilde bir talepte bulunulabilir.

Sonuç

Tebligat işlemleri, Tebligat Kanunu uyarınca esas olarak bilinen son adrese yapılmaktadır. Bu nedenle taraflar sözleşme ile kararlaştırdıkları adreslere usulüne uygun olarak tebligat yapabilirler. Mahkemeler ve İcra Daireleri tarafından yapılacak tebligatlarda sorun olmamakla beraber; noter aracılığı ile gönderilecek ihtarnamelerde tebliğ edilememe problemi ile karşılaşılmaktadır. Ancak sözleşme serbestisi kuralı gereği, aksine de bir hüküm olmadığından; sözleşmede var olan adres değişikliğinin bildirilmesini zorunlu kılan, aksi taktirde sözleşmedeki adrese yapılan tebligatların geçerli sayılacağını öngören sözleşme hükümleri geçerlidir. Bu adreslere yapılan tebligatlar, adreste muhataba ulaşılamasa dahi tebliğ edilmiş sayılmaktadır. Türk hukukunda Yargıtay uygulaması da bu doğrultudadır.

Av. Bilal Alperen Öztürk

Filiz Erol Hukuk Danışmanlık